dün yazıyorum, diyorum ki kapatmalı bazı meseleleri, yolda devam etmeli bugün bir yıldız kayıyor sahneden işe bak... hayat kara mizah, kim ne derse desin tesadüf mü yok inanmam. herşeyin tesadüfü mü olur kardeşim(!) bir yıldız daha kaydı hayatımın sahnesinden, ışığı uzaktı görebiliyordum ama yolumuzu aydınlatamıyorduk. evet, kaybetmek ne yazıldığı gibi ne söylendiği gibi kolay ve ne de bütün. az az silincek duvardan, bir kare resimden, bir cümleden... canım yanmadı, gelişini seziyordum. cümleye başlarken ha dedim tuttu. istediğim ihtimal bu değildi... sözlerim ağır gelicekti, sustum. ama onun istediği oymuş. hayırlı uğurlu ola. ona seçtiğin yolu biliyor musun dedim. biliyorum dedi. bende bilmekle yaşamak arasındaki farkı yaşarken mutlu ol dedim...
küçük kahramanları vardı onun, şirinler gibi, o varlığına inanırdı. bir yerde bir gün onlarla konuşcağını düşünürdü. en sevdiği film amelie idi.
ben sevimli bulurdum şirinleri ama varlar mı diye düşünmek aklıma bile gelmedi. benimse onu düşünce aklıma finding neverland geldi. sevdiklerim arasında olsa da o film, en sevdiklerimde saysam aklıma gelmez.
özetle farklıydık, ama mavi ile kırmızı karıştırınca mor olur ya hani; biz karışamadık ve ben kırmızıydım...