Pazartesi, Temmuz 26, 2010

bu akşam bütün meyhaneleri gezesim var istanbul'un...

            dünümü bugüne, bugünü yarına dikmeye çalışıyorum. ve yine o melun söz geliyor aklıma terzi kendi söküğünü dikemez diye... ustalar haklı diyesim geliyor, başkalarınında benzer yollardan geçtiğini değinmek sanki yaşananı basitleştiryor. yalnız değilim demek gibi gibi... bunları derken bile umrumda olmuyor aslında. kendimce oyun oynuyorum. yine herkesin oynadığı bir oyunu... inanıyormuş gibi bile yapamıyorum çoğunlukla  aklımda yer alan kırşıklar gün geçtikçe artıyor ve  zihnim yaşlanıyor. bedenimden önce zihnim...  bir yerde mutlu olan insanların olduğuna inanıyorum, inanmakla kalmayıp kendime bunu devamlı hatırlatıyorum. onları bulmak aramak istemiyorum mutluluğun formülü olacağını, buldukları sırları istemiyorum. masalım o kadar uzun boylu olmuyor yani. sadece bir yerde varlar ve kimseye çaktırmıyorlar varlıklarını. şirinler gibi(: hayalımdekı masalım bu benim işte. kaf dağının ardı olmasada heresin kendi yolunu bulması... oldukça kısa boylu , realitesi yüksek, inanışı kolay, arayış uyandırmayan. zaten çocukken ne pamuk prensese inanmıştım  ne de kurbağ prense. öptüğümün kurbağ olduğunu , karşımdaki farklı hayal etmeyi yada değişceğini ummadım. öpüyorsam kurbağayı öptüm. ya da pamuk prensesin cücelere olan anaçlığı beni hep aştı. sanırım çocukken kodlanıyor bir şeyler. yatağın altında öcü aramaktan kendi içimize bakamıyoruz belki. neden sonuç ilişkisi saplantılı yapıyor bizi? çerçevelerde dolaşan anlık mutlulukları arıyoruz. ara nağmeler kaçıyor. ve artık beni yaşlandıran bu farkındalık oluyor. hayat hep kafa buluyor bizimle yani. beni ben yapan ara nağmelerken, ara nağmelerin kralı gelse umrumda olamıycak kadar alışmış bulunuyorum. alışmak en çok canımı sıkıyor... alışmak, alıştığımın farkında olmak... belki kapanmayan ara nağmelerim var? açıp kapamak zor gelmiştir bana kesin. açmışsam öyle bırakmış olabilrim. arada tutar üşengeçliğim sırf yarım bırakmak için yarım bırakabilirim. her şeyde bir anlam aramasamda,anlamlı olcak diye kafayı çizmesemde ama olmalı birşey sorusu sorulmamalı yinede sanki. öylesine kalmalı belki... çok bir şey değilde hiç bir şey bekleyememek rahatsız ediyor sadece...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder