herşeyin ters giderekten çevremdeki hayatların tepetaklak oluşunun ardından etrafıma bakındım. bazı şeyler domino taşları gibi birbirini tetiklerken sigaramı yakmış olayları izledim. olana engel olunmuyordu ve ben izlemekten hiç keyif almıyordum. insanlar her daim tuhaftı... sigara içmek sanki bir eylemdi ve benim tek yapabildiğim o eylemi tek kişilik prostesto niyetine gerçekleştirmekti.
her olayın bir nedeni var mıydı? hayırlara vesile olur muydu? o yaşananlardan sonra gelen hayır yaşanan o kadar acıyı boğar mutlak huzura erdirir miydi? dahası sen içten içe buna inanır mıydın? her şeyin ne gibi bir anlamı olabilirdi ve devamlı mesaj kaygısı güden insanlar değil hayat mıydı? insan değil mi ki bir bardaktan yola çıkıp evrensel bir yargıya varıyordu, olmayan bardağı varsayamadım ama elindekini kırmayım dedim. elimde bardak olmadığını çaktırmadım. bardak boş mu dolu mu? yumurta mı tavuktan çıkar tavuk mu yumurtadan? bananeydi. kader dediler ne kaderi dedim. kendini kontrol edemezken insanları etmeye çalışıp olayların elinde patlaması hangi kader açılmına uyardı? sonra yaşanan olayları bizzat üstlenenleri gördüm. olaylardaki figüranlardı ve hayat onlar için devam ediyordu. sahip olmadığın bir acıyı benimsemek hangi gereklilikten doğardı? bu ilgi alaka nerden peydah oluyordu? iyice bir baktım, onlara neydi? ne oyunu yazdım ne oynadım. fikrimi eylemimi soran olursada sana ne demek istiyorum şimdi. kır şu elindeki bardağı demek istiyorum, yoksa ben alıp vücuduna eklemliycem. yok bardak falan, bardaktaki doluluk hesabı boşver. içtiğin kadar tükettiğin kadarına ihtiyaç duyarsın. yumurtadan tavuktan sana ne? al proteini bak işine. demiyorum diyemiyorum... hür irade var diyorum, saygı diyorum, uzak duruyorum... sigaramı yakıyorum, bu filmi sevmedim paramı geri istiyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder